Binalar da organikleşti!
Bodrum Türkbükü'nde inşa edilen Kuum Otel, aşina olduğumuz otel formatlarının tamamen dışında. ‘Organik bina' ölçütlerinde yapılan Kuum her haliyle modern mimariyi eleştiriyor. Onu eğimli bir arazi üzerine kuran Gökhan Avcıoğlu'nun çizdiği organik yapı projeleri ise her geçen gün daha çok ilgi görüyor.
Organik tarım, organik kıyafet, organik sebze-meyve, organik kozmetik, organik aksesuvarlar... derken nihayetinde organik binalarla tanıştık.
Türkiye’nin önde gelen mimarlarından Gökhan Avcıoğlu ‘organik’ kavramını mimariye de taşıyarak bir ilki gerçekleştirdi. Avcıoğlu’nun Bodrum’da inşa ettiği Kuum Otel’in bugün ilk müşterilerini ağırlaması bekleniyor. Bizim aşina olduğumuz devasa büyüklükteki bir otelin çok uzağında Kuum. Görünüm itibarıyla daha çok bir köyün evlerini andırıyor.
Eğimli bir arazi üzerine kurulan Kuum’un binaları küçük, orta, büyük ve en büyük olmak üzere dört farklı ebatta bulunuyor.
Binalar yüksekliklerine, kotlara ve birbirleriyle ilişkilerine göre aşağıya doğru açılıp, yukarıya doğru daralıyor.
Dolayısıyla düzenli bir plan takip etmiyor. Dikdörtgen ya da kare formlarının da dışında. Üstelik baktığımız zaman bir asker dizisi gibi değiller. Bütün bir araziyi tek bir bina olarak tasarlayan Avcıoğlu’nun bu projesi her haliyle modern mimariyi eleştiriyor.
Kullanılan malzeme açısından da doğaya uyumlu ve mümkün olduğunca geri dönüşümü olan malzemeler kullanılmış.
İç tasarımları da ilginç bulunan bu sıra dışı otel formatı, ilerleyen yıllarda epey rağbet göreceğe benziyor. Gökhan Bey, Kuum’un bu kadar çok beğenilmesini arazinin tamamının tek bir bina inşa ediliyor mantığıyla hazırlanmasına bağlıyor.
Aslında organik bina deyince birçoğumuzun aklına hemen kullanılan malzemenin insan sağlığına zarar vermemesi geliyor.
Ancak bizim tahminimiz bu amacın neredeyse tamamen dışında. Öncelikle şunu belirtelim ki organik mimari, modern mimarinin tam karşıtı.
Modern anlayışla inşa edilen binalar dik ve yatay açılardan yani iki boyutlu olarak inşa ediliyor.
Avcıoğlu’na göre ise insan doğası üç boyut üzerine yaratılmış. Modern mimaride her şey kâğıt üzerinde şekilleniyor. Ve tek bir tasarımdan yüzlerce, binlerce aynı bina inşa ediliyor.
Bugün ülkemizde son yüzyılda inşa edilen şehirlere baktığımızda hepsi birbirini tekrar eden mahiyette. Ünlü mimara göre bu durum kimliksiz, ruhsuz ve birbirinin aynı şehirlerin oluşmasına yol açtı.
Halbuki organik mimari, bir binanın yapılacağı arazinin eğimine, binanın komşusuyla ve güneşle ilişkisine bakıyor. Aynı zamanda inşa edildiği zamanki koşullar, mevsim ve diğer canlılarla ilişkisi de tasarlanıyor.
Dolayısıyla elinize tek bir mükemmel şekil çıkmıyor. Kullanılan malzeme de daha esnek ve kolay kullanılabilir cinsten. Sadece taşıyıcı özelliği olan beton değil, izolasyon özelliği olan daha hafif betonlar da bu tip binalarda tercih ediliyor.
Paris ve New York’ta şehir planlamaları yapan Avcıoğlu, modern mimariyi sığ buluyor. ‘Modernizm kâğıtta güzel olan şeyi tasarlar, bense hayatta kolay olan şeyi tasarlıyorum.’ diyerek yaptığı işin her zaman arkasında.
Bir taraftan şehir ve bina imarlarıyla uğraşan mimar, aynı zamanda yurtiçinde ve yurtdışındaki çeşitli üniversitelerde ders veriyor.
Şimdilerde İstanbul’daki projeler üzerinde çalışan ve şehir planlamaları yapan ünlü mimar, asıl bombayı patlatıyor. Ünlü mimar, hangi film olduğunu şu an açıklayamıyor ama bir animasyon Hollywood filminde kullanılacak şehir ve bina tasarımlarıyla da ilerleyen zamanda oldukça konuşulacak.
13 Ağustos 2008 Çarşamba
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder